Uzmanından yaz tatili uyarısı: Adet geciktirici ilaçlar tehlikeli mi?

Prof. Dr. Evrim Bostancı Ergen: Adet Geciktirici İlaçlar Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Evrim Bostancı Ergen, adet geciktirici ilaçların kısa süreli kullanımlarda güvenli olduğunu vurgulayarak, “Sürekli kullanım doğru değil ancak adet düzeni ve doğurganlık üzerinde kalıcı bir etkileri yok” şeklinde konuştu.

‘TATİLE ÇIKMADAN ÖNCE DOKTORA DANIŞILMALI’

Yaz aylarında kadınların tatil planlarına göre adet dönemini ertelemek istediğini fakat bu ilaçların her kadına uygun olmadığını belirten Prof. Dr. Ergen, “Kısa süreli, geçici kullanımda bu ilaçlar güvenlidir. Ancak mutlaka bir hekim kontrolünde alınmalı. Dost tavsiyesi veya internetten edinilen bilgilerle kullanılmamalıdır” dedi. Bu ilaçların, vücudun doğal hormonlarına benzer içeriklere sahip olduğunu ve adet döngüsünü sadece geçici olarak etkilediklerini belirterek “Doğurganlık üzerinde kalıcı bir etkileri yok. Ancak sık ve kontrolsüz kullanım, hormon dengesinde geçici bozulmalara yol açabilir” ifadelerini kullandı.

‘SÜREKLİ KULLANIM YERİNE KİŞİYE ÖZEL PLANLAMA’

Adet geciktirici ilaçların sürekli kullanımının önerilmediğini vurgulayan Prof. Dr. Ergen, bu yöntemin yalnızca özel durumlar için değerlendirilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:

“Eğer kişi ağrılı, yoğun ve yaşam kalitesini düşüren adet dönemleri yaşıyorsa, altta yatan neden araştırılmalı ve kişiye özel uzun vadeli bir tedavi planı yapılmalıdır. Sıklıkla başvurulan bu yöntem geçici rahatlık sağlar ancak uzun vadeli çözüm getirmez. Her kadının adet düzeni ve hormonal yapısı birbirinden farklıdır. Bu yüzden özellikle doğurganlık çağındaki kadınlar gelişigüzel ilaç kullanımından kaçınmalı.”

‘DEVAMLI DEĞİL, KISITLI DÖNEMLER İÇİN ÖNERİYORUZ’

Zor durumlarda sürekli olmamak şartıyla bu ilaçların kullanılabileceğini belirten Prof. Dr. Ergen, “Biz de zaman zaman bu ilaçları öneriyoruz ama her tatilde alışkanlık haline getirilmemeli. Gerektiğinde kısa dönemlerde, örneğin 7 ile 10 gün gibi, geçici süreyle kullanılabilir. Önemli olan, bunu düzenli hale getirmemek” dedi. Adet geciktirici ilaçların, hekim kontrolünde ve doğru zamanlamayla kullanıldığında kadınların yaşam kalitesine katkı sağladığını belirten Prof. Dr. Ergen, “Kadınlar her zaman hormonlarına ve vücutlarına kulak vermeli. Bilinçli kullanıldığında bu ilaçlar güvenli ve faydalıdır. Ancak her tatilde başvurmak uzun vadede istenmeyen sonuçlara yol açabilir” şeklinde konuştu.

Related Posts

Yaz aylarında duşta yapılan ölümcül hata!

Yaz aylarında artan sıcaklıklar nedeniyle pek çok kişi serinlemenin yollarını ararken, çareyi soğuk suyla duş almakta buluyor. Ancak uzmanlara göre bu yaygın alışkanlık düşündüğümüz kadar masum değil ve bazı sağlık riskleri barındırıyor.

Sağlığınız tehlikede olabilir: Klima kullanırken bunlara dikkat!

Uzmanlar, sıcak havalarda konforlu olabilmek ve verimli çalışabilmek için kullanılan klimaların aynı zamanda insan sağlığı açısından ciddi sorunlara da yol açabildiğini belirtti.

Yeni bir kan grubu keşfedildi: Gwada Negatif

Yeni bir kan grubu keşfedildi: Gwada Negatif

Sosyal yaşamı zorlaştırıyor! Botoks, hem teri hem de kokuyu önlüyor

Kimi insanlar sıcak yaz günlerinde bile kuru kalabilirken, kimileri ise en serin ortamlarda dahi avuç içlerinden ter damlayacak kadar zorlanıyor. Aşırı terlemenin günümüzde çözümsüz bir sorun olmadığını söyleyen Medikal Estetik Uzmanı Dr. Atakan Bör, botoksun, ter bezlerinin aşırı sinyallerle uyarılmasını önleyerek terlemeyi durdurabildiğine dikkat çekiyor.

Beyin sisi, alzheimer değildir!

Kelimeleri bulamıyor, dalıp gidiyor, ne okuyorsan aklında tutamıyorsan bu bir hastalık olmayabilir ama ihmal de edilmemeli. Beyin sisi tıpkı Alzheimer ya da bunama gibi hissettirse de geçici ve geri çevrilebilir olabilir. Sorun, zamanında fark edilmemesidir.

40 yaşında yaptığınız bu 4 şey 60 yaşında bunamaya yol açıyor!

Bilim insanları, 40–50 yaş arasında sıklıkla ihmal edilen kronik uyku eksikliği, sosyal izolasyon, kontrolsüz stres ve hareketsizliğin, 60 yaş ve sonrasında demans da dahil olmak üzere nörodejeneratif hastalık riskini önemli ölçüde artırdığını ortaya koydu.