“Hayalet dışkı” en sağlıklı sindirimi gösterir: İşte hayalet dışkının tipik özellikleri

“Görünmeyen Bağırsak Hareketleri: Hayalet Dışkı Nedir?”

İnsan vücudundaki neredeyse görünmeyen bağırsak hareketlerine “hayalet dışkı” denir ve sağlıklı sindirim sisteminin önemli bir göstergesidir.

Fr.de’nin haberine göre, “hayalet dışkı” terimi, zorlanmadan ve sessizce gerçekleşen, anüste veya tuvalet kağıdında neredeyse hiç iz bırakmayan bağırsak hareketlerini ifade eder.

Sessiz ve Hızlı Olur

Bu tür hareketler o kadar hızlı ve sessizdir ki, tuvaletten çıktıktan sonra varlıklarını hissetmezsiniz. Eğer bu tip bağırsak hareketlerini nadiren yaşıyorsanız, diyetinizi gözden geçirmenizde fayda var. Lif açısından zengin ve dengeli beslenme, hayalet dışkı sıklığını artırabilir ve sindirim sağlığınızı destekleyebilir.

Naturopat Janine Bowring ve bağırsak sağlığı uzmanı Kate Scarlata, hayalet dışkının sağlıklı sindirimin bir göstergesi olduğunu belirtmektedir.

Bowring, İsviçre haber portalı 20min’e yaptığı açıklamada, bu tür bağırsak hareketlerinin sağlıklı sindirimin belirtilerinden biri olduğunu vurgulamaktadır. Scarlata ise, lif içeriği sayesinde dışkının hızla yok olmasının gerçekleştiğini, çünkü liflerin yeterli miktarda olması durumunda dışkının suya batmayacak kadar yoğun olacağını açıklamaktadır.

“Hayalet dışkı”nın tipik özellikleri, ne çok yumuşak ne de çok sert olan, kompakt ve sosis şeklinde olmasıdır. Bu, bağırsak kaslarının optimal şekilde çalıştığının bir işaretidir. Beslenme uzmanı Scarlata’ya göre, dışkının sıvı ve yağ içeriği de önemlidir. Aşırı sıvı veya yeterince emilmeyen yağlar dışkının yumuşak olmasına sebep olabilirken, dengeli bir içerik dışkıyı daha ağır ve kompakt hale getirebilir.

Magnezyum ve Probiyotik Açısından Zengin Beslenme Önemli

Gastroenterolog ve erkek sağlığı uzmanı Sameer Islam, bağırsak hareketlerini iyileştirmek için magnezyum açısından zengin ve probiyotik özellik taşıyan gıdaların tüketilmesini önermektedir. Men’s Health dergisinde yayımlanan bir makalede, Islam, kimchi ve tam tahıllar gibi gıdaların sindirim sistemini düzenleyerek sağlıklı bağırsak hareketlerini desteklediğini belirtmektedir.

Eğer “hayalet dışkı” yaşamıyorsanız endişelenmeyin. Dışkının görünümü, diyet, sıvı alımı ve stres gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir. Ayrıca, bağırsak mikrobiyomundaki farklılıklar da önemli bir rol oynayabilir. Sağlıklı bir yaşam tarzı ve dengeli beslenme, mükemmel bir hayalet dışkı elde etmekten çok daha önemlidir. Bu faktörler genel sindirim sağlığını iyileştirir ve vücudun düzgün çalışmasına yardımcı olur.

Related Posts

Yaz aylarında duşta yapılan ölümcül hata!

Yaz aylarında artan sıcaklıklar nedeniyle pek çok kişi serinlemenin yollarını ararken, çareyi soğuk suyla duş almakta buluyor. Ancak uzmanlara göre bu yaygın alışkanlık düşündüğümüz kadar masum değil ve bazı sağlık riskleri barındırıyor.

Sağlığınız tehlikede olabilir: Klima kullanırken bunlara dikkat!

Uzmanlar, sıcak havalarda konforlu olabilmek ve verimli çalışabilmek için kullanılan klimaların aynı zamanda insan sağlığı açısından ciddi sorunlara da yol açabildiğini belirtti.

Yeni bir kan grubu keşfedildi: Gwada Negatif

Yeni bir kan grubu keşfedildi: Gwada Negatif

Sosyal yaşamı zorlaştırıyor! Botoks, hem teri hem de kokuyu önlüyor

Kimi insanlar sıcak yaz günlerinde bile kuru kalabilirken, kimileri ise en serin ortamlarda dahi avuç içlerinden ter damlayacak kadar zorlanıyor. Aşırı terlemenin günümüzde çözümsüz bir sorun olmadığını söyleyen Medikal Estetik Uzmanı Dr. Atakan Bör, botoksun, ter bezlerinin aşırı sinyallerle uyarılmasını önleyerek terlemeyi durdurabildiğine dikkat çekiyor.

Beyin sisi, alzheimer değildir!

Kelimeleri bulamıyor, dalıp gidiyor, ne okuyorsan aklında tutamıyorsan bu bir hastalık olmayabilir ama ihmal de edilmemeli. Beyin sisi tıpkı Alzheimer ya da bunama gibi hissettirse de geçici ve geri çevrilebilir olabilir. Sorun, zamanında fark edilmemesidir.

40 yaşında yaptığınız bu 4 şey 60 yaşında bunamaya yol açıyor!

Bilim insanları, 40–50 yaş arasında sıklıkla ihmal edilen kronik uyku eksikliği, sosyal izolasyon, kontrolsüz stres ve hareketsizliğin, 60 yaş ve sonrasında demans da dahil olmak üzere nörodejeneratif hastalık riskini önemli ölçüde artırdığını ortaya koydu.